Wikipedia

Arama sonuçları

5 Temmuz 2021 Pazartesi

Norveç'li Yazarın Sıradışı Romanı! Miras....

      Miras Ve Aile Mevhumu Faciaları!


Norveç'li yazar  Vigdis Hjorth'un sevilen romanını sesli kitap olarak okurken  zihnimde devamlı dönüp dolaşan tek düşünce gerçekten aile neydi? Hani toplumun bize dayattığı anlamda değil gerçek anlamda ne idi! 
Benim açımdan ne olduğu değil ne olması gerektiği daha önemli oldu hep . Ama tabiki şimdi yazacaklarım daha çok kitap ve içerik aynı zamanda eserin İskandinav ülkelerinde  nasıl karşılandığı hakkında bir şeyler yazmak. Kitabın yayınlandığı zamanlar uzun süre liste başı en çok okunan satılan romanlar arasında olması tabiki bir tesadüf değil. 

Toplumsal olaylara aile içi dramlara karşı hassas olan  sadece akdeniz ülkeleri değil Soğuk insanların yaftasına maruz kalan İskandinav ülkeleride bu konuda oldukça hassas ve duyarlıdır.

Konu üç kız bir erkek çocuktan oluşan Norveçli bir ailenin dramı mı desek yada genel aile dramlarımı mı desek bilemiyorum. 

Ve tabiki romanda ki daha önemli olan da ailedeki baba tarafından cinsel istismara uğramış bir kız çocuk kurban! 

Ayrıca babanın fiziksel şiddetine maruz kalan erkek kardeş de var ve çocukların büyüyüp başlarına gelenleri nedense babanın ölümünden sonra mirasla uğradıkları haksızlıktan sonra ortaya çıkması neden diye sorarsanız babadan korkan çocukların onun ölümüyle ; özgürce olanlarla yüzleşebileceklerini düşünmeleri sanırım.
Burda kurban durumunda olan sadece çocuklar  ve annenin kardeşlerin aldığı tavır  yani toplumdaki yerlerini koruma adına yapılan iki yüzlülükler. İnsana of ya bu kadar da olmaz dedirten çok şey var.

Çocuğa karşı kullanılan şiddet yada cinsel istismar her şekilde yanlıştır baba anne yada herhangi biri kim olduğu durumun kötülüğünü ne azaltır ne yükseltir. Ne yazık kı bu çağımızda oldukça fazla. 
Aslında şunuda eklemek isterim sözle dahi olsa verilen cezalarla la dahi olsa her türlü şiddet kurbanın hayatını tamamiyle etkilediği gibi yanındakileri de etkiler yani birlikte oldukları kimseleri.

Tabiki aile ilişkileri kesinlikle olması gerektiği gibi ; yani anne ve babanın istediği şekilde olmasada bu kadar ortaya konulmaması  hesap sorulmaması yok sayılması düşündürücü
Aile ve ekonomik bağımlılık her zaman nedense bir şekilde ortaya çıkıyor.

Anlatıcı biraz kopuk ve tekrar yaptığı halde anlatımının samimi ve ilginç olmasından dolayı elinizden bırakamayacağınız bir eser .

Aile nedir deyince aklımıza her zaman gelen anne baba ve çocuklardan oluşan toplumun en küçük parçası diye düşünmemiz ve bize yansıtılmış kabul edilmeye zorlanmış bir cümle gelir aklıma.
Toplum ve aile diye baktığımızda ise ikiside bizim seçtiklerimizin değil ister istemez içinde olmak zorunda olduklarımız kurumlar olduğu  gerçeğini anladığımız zaman birey olmayı başarırız.

Ailemdeki bireyleri kardeşlerim oldukları , annem babam oldukları oldukları için değil; birlikte bir şeyler paylaşıp sevgi ve şefkat gibi duyguları hissedebiliyorsam kabullenmek isterim. Yani mecburi bir bağ değil seçtiğim bir şey olmalı.

Ne varki bu tip şeyler zamanla öğreniliyor çünkü toplumdaki şartlanmışlıklar toplumun beklentileri , dayattıkları ; hele bu toplum gerinin gerisinde yer alıyorsa ! ordaki bireylerin birey olabilmeleri bile çok zaman alır. 
Bireyler çok güçlükle baş etmek zorundadırlar ve aynı zamanda büyürken aldığı  aile içi ve çevresindekilerin dayattıklarından çıkıp  kendi olabilmesi uzun bir süreç ister hatta zaman zaman eski bazı normlar dayatılanlar hortlayabilir ve ne kadar rahatsız edici olsada bizi ikilemde bırakabilir de aynı zamanda! 

Eserde ki gibi kızın kendini suçlaması bazen tesadüf değildir tabiki. Bizi bu suçluluk 
psikolojisine itende  yaşadığımız toplumun normlarıdır ; yani tam olarak henüz bunu aşamadığımızdır. 
Şunuda hemen ekleyim aile olmak  fikrine karşı değilim hiç bir zaman ! ama kötü bir aile olma fikri ; olsun nede olsa aileyiz gibi durumlar beni hiç ama hiç çekmez hele aynı kan falan davaları benim için geçerli değildir  kesinlikle. Herkese iyi okumalar!





2 yorum:

  1. Bu eserin hiç farkında değilim. İlgimi çekti. Çok güzel bir yazı olmuş. Teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok ama çok teşekkürler canım. Ben duymuştum eseri daha önce sonra okurum gibi listeme ekledim baktım goodreads de çok ilgi çekmiş hemen okudum .Türkiyede sanırım İskandinav edebiyatı çok tutuluyor bende severim ama çok değil.

      Sil