Wikipedia

Arama sonuçları

5 Ocak 2022 Çarşamba

Edebiyat Ustası Ahmet Altan'dan Osmanlı Dörtlüsü

Kılıç Yarası Gibi,İsyan Günlerinde Aşk
    Ve Ölmek Kolaydır Sevmekten!   


                
      
    Osmanlı dörtlüsünü okumaya baslamadan önce ki Goodreads de yazdığım not:
Daha önce okuduğum halde aradan uzun zaman sonra tekrardan okumaya başladığım en sevdiğim Türk yazarlarından biri olan Ahmet Altan'a yıl bitiminde başlıyorum.Okuyucuyu mest eden bir bir yazı ustası sayın Altan. Hayat Hanım'a başlamadan önce Bir Ahmet Altan serisine başlıyorum ; tekrardan  okumak durumunda olacağım bazılarını dolaysiyle...  
             
Ve  değerlendirme:
dörtlünün ilk iki cildini tekrardan okumama sebep, Ahmet Altan'nın şu yeni eseri oldu. '' Hayat Hanım'' Yazarımızın tutukluyken yazdığı eserlerden biri. Bu kitabı okumaya geçmeden en azından elimdeki Altan'a ait diğer kitabı okumam gerektiğiydi .

Ne var ki kitablığımda dörtlünün üçüncü kitabını henüz okumamış olduğumdan bir nevi görev  addedip başladım tekrar seriye. 
İyiki okumuşum uzun zaman olmuştu hem tekrar hatırlamak anlamında elden geçirmek iyi oldu. Yazarımızı okurken ne kadar hayran kalsamda akılda kalacak bir etkisi olmuyor , sadece ne kadar beğendiğini hatırlaman dışında ; bazı kitaplarda pek sevilmez tekrardan okumak , ama yazarımızın edebiyat alanından kelimelerden inşaa ettiği  her eseri okumak bir zevk. 

Evet akıllarda kalan satırları yok ama sadece çok zevk veren bir okuma olduğunu biliyorsun. Anlatılanlar genelde okurken etkileyen ama kitap bitince geride herşey geride kalıyor. Evet bazı eserler ise insanı o kadar etkiler ki silinmez okuduğun satırlar zihninden.
Örnek olarak ''Yolcu Ve Ay Işığı'' '' ''Katalin Sokağı''nı verebilirim.. 

Klasiklerden ise bir çoğu böyle unutmak mümkün olmuyor. Demek istediğim yazarı beğenmeme rağmen eserlerinin klasikler arasına gireceğini sanmam ilerde ; gerçi ilerde kitap okumak yada yazmak gibi bir durum olur mu bilmem.

Osmanlının yıkılış dönemlerini anlatan eserlerinden oluşan bu külliyatın henüz dördüncü cildini yazmamış yakın zamanda yazacağını söylüyor bir söyleşisinde yazar. 
Romanlarında erotizme oldukça büyük yer ayırmış ve güzelliği haddinden fazla yüceltmiş. Soylular dediği sınıfı anlatırken onlara ne kadar hayranlık duyduğunu anlıyoruz. Eserinde ki kahramanları zirvede kılan  en çok iki sıra dışı güzel kadının başarıları egoları en berbat yönlerini bile bir övgüyle anlatması çok ilginç. 

Babası Çetin Altan'dan daha değişik bir tarzı var yazarımızın.Bu fark ediliyor.Kesinlikle kıyaslama yapmak istemiyorum.İkiside muhteşemler.

Okurken bir durum dikkatimi çok çekti ki bunu sadece Altan'nın kitaplarına dayanarak demiyorum ; ''Şakirpaşa ve ailesi'' gibi bir çok geçmişi romanlaştıran yazarların anlatılarında bu iyice anlaşılıyor ve anladım ki Yabancı sermaye ye Osmanlıyı yada Türkiye'yi peşkeş çeken sadece Osmanlı Padişahları değil , bilhassa bu çürümüş yozlaşmış ; soylu sınıf diye adlandırılanlar. En çok da Fransa'ya yalakalık yapanlar. Burada karşı olduğum tabiki sadece o ülkelerin sermaye sınıfları her zaman ki sömüren taraf, Tabii İngiltere ve Amerika da unutulmamalı! Bu ülkelerin edebiyatı sanatı ve halklarına karşı diyebileceğim hiç bir şey olamaz tabiki.
Evet oldukça konu dışı gibi görünsede bu bir yadsınamaz gerçek benim için .
Diğer yandan Ahmet Altan olağan dışı bir anlatı ustası.Her kitabını  çok severek okudum.  Osmanlı dörtlüsündeki kahramanlardan, en çok Şeyhi sevdim ; bağnaz bir din adamı değil kesinlikle. Mutlaka burada bir kaç kelime yeterli değil onu anlatmaya okuduğunuz zaman anlarsınız hayran olmamak elde değil.

Yazarın çok beğendiğim diğer özelliği ise yazdıklarını araştırarak yazması bir çok kaynak kullanması. 
Yıllar önce bir dostuma yazar olarak Ahmet Altan'ı çok beğendiğimi söylediğimde - bende beğeniyorum ama sanki kadınları anlayan sadece kendisi imiş gibi davranıyor demişti.
o zaman hak vermemiştim ama biraz Narsistik  davrandığını düşünüyorum yazılarına bunu yansıtıyor.
Dörtlü Osmanlı Külliyatına gelince bence okunulası bir eser ; biraz belki fazla uzatmış ama yinede severek okuyor insan. Kitap ve yazar sayesinde aklıma hemen neden hala , baba Altan'ı anlatan Solmaz Kamuran'dan ''İpek Böceği Cinayeti'' ni okumadığım geldi. Ve hemen ona başladım. Altanların geldiği sınıfı çok merak etmiştim açıkcası.
Hiç bir zaman insanları geldikleri sınıflara göre eleştirmem ama geldikleri sınıf kokuşmuş düzenbazlar takımına aitse mutlaka o sınıfla ilgili söyleyeceklerim vardır. Hele o boktan soylu dedikleri sınıfı yüceltiyorlarsa eh yani artık denecek çok şey var demektir. 

Benim Soyluluktan anladığım kitabdaki kahramanlardan ''Ragıp Bey'' gibiler. Gerçi yazar onu şarklı karakteristik özelliklerinden dolayı biraz itmiş gibi geldi! Dilara ve Rukiye de ayrıca oldukça sevilesi karakterler. Yazarın yer yer kahramanların sonlarını söylemesi insanı bir beklentiye sokuyor şahsen bilmemek isterdim. Kargaşaya koyuyor okuyucuyu -hani niye hala ölmedi falan gibi beklentilere kapılıyor bildiğin  durumu okuyup geçmek istiyorsun.

Mutlaka kitaplarla ilgili çok az bahsettiğimi düşüneceksiniz ama diyeceğim tek şey sadece mutlaka okuyun olacaktır. Sarsıcı olmasada biraz destansı hava vererek yazılmış aşkın , şehvetin ve bilgeliğin kaynaştığı ; savaşın ve  bağnazlığın yıkıcılığını harika betimlemeleriyle süsleyerek size tam bir okuma şöleni sunuyor bu üç eserle.
                                 



2 yorum:

  1. Hemen kitabı edinecegim

    YanıtlaSil
  2. Altanın yazarlığını çok güzel anlatmış sın.
    Son kitabını hapiste iken yazmış onu
    bende merak ettim, okumak isterim.
    Kitapları çok güzel bir şekilde tanımıyorsun
    insanda merak oluşuyor. İyi günler dilerim.

    YanıtlaSil