Wikipedia

Arama sonuçları

5 Aralık 2020 Cumartesi

Yaşlılığın Tadını Çıkarın (Aslolan Yaşlanmak Değil, Yaşamaktır..!)

          Yaşasın Yaşlılık! Kim der Ki?

Yaşlanmak konusunda ne kadar hassasız değil mi? Hemen akla en çok da kadınların hassas olduğu gelir ama aslında bu o kadar gerçek değil çünkü kadınlar bir çok zorluk karşısında doğal bir şekilde tavır alırlar ki bunu nasıl olduğunu daha sonraları yazacağım
Şimdi diyeceksiniz ki -eee! kitaptan ne zaman bahsedeceksin ! evet hemen ama kitaptan alıntılar ve yorumlar da olacak burada.
''Yüzyılın başında insan or­talama ancak 47 yıl yaşayacağını umardı. Günü­müzde ise bu sayı erkekler için 70, kadınlar için de 78’dir.'' Yazmış sayın Skinner, tabii bu istatistik görüş ABD için.  

Yine de şunu eklemeyi unutmamış ki kesinlikle katılıyorum - eğer diyor yaşamlarından tad almıyorlarsa uzun yaşamalarının bir önemi yok. 

Ne varki yaşamdan tad almamak sadece yaşlılar için değil her yaş da olan bir durum.Zaten gençken yaşamdan tad alan biri, yaşadığı yıllar boyunca yaşamışlıkların daki küçük mutlu anılarla yaşlandığın da da keyf alabilir. Hayata bakış açısı ve bilgisi görgüsü onu zaten bir şekilde hazırlar yaşlılığa. Hayattan neler beklediğine bakar herşeyden önce. Bazen de kişisel özelliklere bakıyor mutlaka  sadece yaşlılık değil her insanın erkek yada kadın yaşlı veya genç hayata bakış tarzı yaşlılıkta nasıl bir davranış sergilemesini belirler.

Diyelim ki bir kadın yaşamı boyunca güzelliği ile ön planda olmuşsa yaşlanınca otomatik olarak değişen fiziği yüzünden güzelliğini kaybetme endişesi artık beğenilmeyecek olmasını düşündürünce tam bir çöküşe gider ve bir an evvel eğer maddi imkanları el veriyorsa vermiyorsa da ne yapar yapar estetik cerrahına başvurur . Aslında çok yaşlanması da gerekmez orta yaşlarda başlar endişelenmeye. Şimdi diyeceksiniz ki hani kadınlar yaşlılık konusunda daha güçlüydü evet haklısınız ama  burda kafasını dış görünüşü ile bozan kadın sayısı o kadar çok değil çok şükür.

''Yaşlılık birazda başka bir ülke gibidir. Eğer gitmeden önce kendinizi hazırlamışsanız, tadını çıkarabilirsiniz.  ''  

Güzel bir söz ama yaşlılığa hazırlanmak acaba mümkün mü   bilemeyeceğim çünkü bulunduğumuz çağda, herşey o kadar hızlı ki yetişmemiz ayak uydurmamız dahi olanaksız. 

Bazı tespitleri ve önerilerini yazmış yazarımız çok doğru yanları olmasına karşın ben yaşlılık sorunlarını diğer yaşların sorunlarından bazı bakımlardan ayırmıyorum yanı fiziksel olarak değil mutlaka ama ruhsal olarak her yaşta insanların yaşamla olan bağlantıları çok önemli.

Herşeyden önce kendi tecrübelerime dayanarak yazacağım şeyler var ki en azından bunlar varsayım değil kendi gerçeklerim.

Emekli olmayı dört gözle bekledim açıkcası.Hayatını istediğin gibi yaşamak konusunda harika bir şey emeklilik 24 saat sana ait . Erken kalkmak işe yetişmek gibi streslerin olmadığı gününü istediğin gibi degerlendireceğin kısıntısız bir zaman. Tabiki emekli olunca şunları yapacağım diye bir takım tasarılarım oldu. Ama bu Pandemin olayı olunca ertelemek zorunda kaldım. Hayattan zevk almayı hiç bir zaman bırakmamak çok önemli yaşlılık bir hastalık değil kesinlikle sadece her yaşayan canlının başına gelen bir zaman durumu. Değişen çok bir çok şey var olumlu yada olumsuz.

Yaşlanmanın külfetleri var mutlaka ama ben yaşlı ölü değil sadece yaşlı biri olmayı tercih ediyorum. Dizlerimde ki ağrı , çabuk yorulmam eskisi kadar iyi görememem ki yazar burda ona Glokom demiş. Genelde 60 yaş üzeri ve kalıtsal olmasının yanında başka faktörlerde var. Ayrıca işitme sorunları da oluyor yaşlılıkta.

Uyku düzeninin eskisi gibi olmaması , gürültüye hassaslık, kırılganlık duygusal bakımdan daha hassas olma, unutkanlık falan artık yaşlandıkça yorulan organlarımızın bize yavaş yavaş yaşlandığımızı ve yorulduklarını koro halinde tekrar etmelerine karşı ben tamam tamam anladık diyorum. Gayet normal yaşlandığımız için üzülmek yerine şimdiki halimize adapte olmak ve nasıl başa çıkacağımızı bulmak gerek. İstediğim tek şey kalan zamanımı az üzüntü sakin huzurlu geçirmek.

Sağlıklı yemek az yemek ama gerektiği kadar yemek, mutlaka günlük aktivitelerde bulunmak gerek .Yürüyüş gruplarıyla yada tek olarak yürümek. Diğer ülkelerde nasıl bilmem ama emekli olmama yakın bir dolu broşür gönderdi oturduğum bölgenin belediyesi ; emekli olunca neler yapabileceğimle ilgili. Gerçi ben fazla kalabalığı seven biri olmadığımdan tek takılıyorum genelde ; resim yapıyorum kitap okuyorum bahçe işleriyle  uğraşıyorum. Müzik yemek hafif  güncel ev işleri  radyo satranç falan filan aslında yapılacak o kadar şey oluyor ki sıkılmaya vaktim yok. Ayrıca yaptığım herşeyden keyf alıyorum buna bulaşık yıkamak yemek yapmak da dahil aslında ev işlerini pek sevmediğim için yazdım bunu.

Yaşlılığı  ölüme yakınlaşmak olarak hiç bir zaman görmedim  ölüm ne zaman  olursa olsun buluyor bir şekilde bizleri ,yaş o kadar önemli değil. Ayrıca ölümden çok sevdiklerimi kaybetmekten korkarım sanırım ölüme bakış açım herkes gibi değil ölümü bitiş değil sonsuzluk olarak görüyorum. Ayrıca ölümün kucaklamadığı kimse olmayacak ve insanların ölümsüzlüğe olan takıntılarını ve daha uzun yaşamaya (üstelik bunların çoğu yaşadıklarının da farkında bile değiller) olan tutkularını saçma buluyorum yaşadığımız sürece eğer iyi yaşıyor bu süreyi iyi değerlendiriyorsak önemli olan bu sadece.

Yaşlılık  demek olgunluk demek bence. Hayatı tatmış olmak demek. Hele bir dolu dolu yaşanmışlık  ve unutulmayacak anıları varsa.

İnsanlar yaşlandıklarında neler yapmaktan hoşlanıyorlarsa onları yapsınlar demiş ; yazarımız haklı  hepimizin istekleri zevkleri keyf alarak yaptığımız şeyler çok değişik mutlaka aynı şeyleri yapmak zorunda değiliz kimse bize dayatamaz mutlaka vaktini şöyle değerlendir diye. Öneriler  varsa mutlaka değerlendirilmeli tabiiki.Bir yerde demişki koku alma duyusu yaşlılarda artık eskisi kadar kuvvetli değildir bazen kendi kokularını hissetmezler. Kesinlikle doğru bence bunun çaresi de kendimize özen göstermek kişisel temizliğimize dikkat etmemiz lazım ki bazılarını rahatsız etmeyelim.

Öyle ki, hangi yaşta olursa olsun insanlar kendilerini kandırmaktan vazgeçtikleri an kendilerine en azından dürüst oldukları an bence her  yaşı güzel yaşarız.

Yıllardır televizyon kullanmıyorum sadece radyo arada o da haber harici müzik pc den izlediğim hoş filimler bazı show proğramları. Gülmek az drama katılmış bir yaşam genelde tercihim. Bazı kişisel gelişimcilerde severek dinliyorum.

Devamlı geçmişte yaptığım hatalar yanlışlar pişmanlıklarla kafamı eğip kendime acımayı bırakalı çok oldu  yaptığım yaşadığım iyi şeyleri düşünmeyi tercih ederim eğer mutlaka geçmişe gidersem ki genelde şimdiye odaklanıyorum.İnsanın kendine acıması kadar korkunç bir şey yok.

 Özgür olmak kendi kararlarını kendi almak her kişi için önemlidir bilhassa yaşlılar için.

''Eğer başkaları, çok iyi niyetlerle de olsa, bi­z yaşlılar  için bir şeyler yapmaya başlarlarsa, kendimizi meşgul etmemiz güçleşir. Yardım etmek ancak yar­dıma muhtaç olanlar için yararlıdır.''  Demiş yazar ve çok doğru! mümkün olduğu kadar kendi işlerimizi kendimiz yapalım ve bundan da zevk alalım elim ayağım tutuyor çok şükür diyebilmek bir vasıf bence. 

Bu yaşımda (65 ) arada bir mobilyaların yerlerini değiştirim az mobilyam var gerçi ama ağır dahi olsa arada değiştirmek zevkli oluyor. Şanslımıyım bilmem ama şimdiye kadar canım sıkılacak kadar boş kalmadım. Mutlaka bir şeylerle uğraştım. Tabii gençken olduğu gibi herşeyi çabucak yapamasam da yavaş yavaş kendime çok yüklenmeden yapıyorum. Her bahar 70 metre karelik bir toprak kiraladım  orda ekip dikiyorum ve bu bana öyle haz veriyor ki evet deli gibi yoruluyorum her yerim ağrıyor kemiklerim sızlıyor ama toprakla uğraşmak ekip dikmek ve yetiştirdiğin sebzeleri yemek harika bir duygu.

Bu bahar bir kiraz ağacı diktim. Onun tam olarak büyümesini belki görmeyeceğim ama başkaları en azından faydalanacak.

''Yaşlı insanlar sıcak bir oda ister. Birlikte ya­şadıkları gençler ise bu sıcaklıktan bunalır.''

Demiş yazarımız ah dedim harika , kendi açımdan hiç sevmem sıcağı yaz kış pencerem aralıdır. Benim çocuklar anne kapat pencereyi diye bağırmalarını duymak ayrı bir zevk. Bendeki anormallikler bazen işe yarıyor.

Ayrıca her ülkenin şartları değişiktir. Mesela İtalya'da kırsal kentlerde otobüs falan o kadar elverişli değil İsveç'teki gibi dolaysıyla küçük yerlerde koşacak yürüyecek yer en fazla yarım km. İsveç  bu bakımdan çok iyi koş ,yüz ,yürü  bisiklet kullan ; her bakımdan seni destekliyor sportif aktivitelerde. İtalya'yı çok severim ama spor sadece spor salonlarında oluyor koşma ve yürüme yerleri ne yazık ki çok az. Arabayla gidiliyor her yere . Hava kirliliği ve insanların az hareket etmesi feci iyiki en azından yerinde duramayan enerjik bir topluluk. İlerde İtalya'ya dönersem kesin kırsal kesim olur en azından toprakla uğraşırım. Nerden nereye geçtik değil mi!

Bir yerde yaşamınızı proğramlayın diye yazmış yani şu anlamda emekli olduktan sonra eğer tek yaşıyorsanız bütün gün evde pijamayla oturup durana kadar yatağınızı toplayıp yeni bir güne başlamanın zevkini alın. Güzel bir kahve yada çay mis kokulu kızarmış bir kaç dilim ekmek hafif bir müzik eşliğinde o gün neler yapacağınızı gözden geçirin.

Ben genelde kahvaltı etmeden  2 fincan filtre kahveden sonra (şekersiz ve sütsüz) yürüyüş yaparım. Eve gelince de bir duş ve kahvaltı. Güne başlarım. Herşey mükemmel gibi görünsede bazı sabahlar uyandığımda canım hiç bir şey yapmak istemez  ama bilirim ki sadece anlıktır bu durum ve bilirim ki şu an yağmurlu fakat birazdan güneş açacak.

Sabırlı olmak hoşgörülü olmak yaşlılıkta zor olsada insan ileriki yaşlarda bile kendini eğitebiliyor. Gerçekten de öğrenmek ölene kadar sürüyor. Affedici olabilmek , önyargıları bir çöp sepetine atabilmek insanları olduğu gibi kabul edebilmek hayatımızda kalan süreyi yaşamayı daha çekilir bir hale getiriyor. Bunları başarıyor muyum ! elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyor ve hala öğreniyorum.

''Siz çocukları seviyorsunuz diye onların da mu­hakkak sizi sevmelerini beklemeyin. Keskin bu­runları, gözleri ve kulakları vardır onların. Yaşlı insanları, her zaman gördükleri kimselerden çok farklı bulabilirler. Sizi sevmeyi öğrenmeleri için zamana ihtiyaçları vardır. Öğrenmeleri için siz de onlara yardımcı olmak isteyebilirsiniz. ''

Benim çocuk olduğum zamanla şimdiki zamanın çocukları aynı durumda değil. Mutlaka bende ben merkezciydim çocukken yada gençken ama bizler o kadar özgür değildik düşündüklerimizi söylemek ve yapmak konusunda ayrıca toplumun ayıp saydığı yaşlılara karşı davranışlar konusunda bazı etik değerleri vardı şimdi onlar yok ama bu demek değil ki gençlerin çocukların kalbini kazanamayız. Biraz empati , biraz onları dinleme yoluyla ve  hoşgörüyle yaklaşırsak başarılı ilişkilerimiz olabilir.

Daha bir çok şey var anlatılan fazla uzatmak istemiyorum zaten epey uzadı en iyisi bu kitabı bir defa okumak orta yaşlılar ve yaşlılar okursa daha iyi ama gençlerde okuyabilir tabiiki!





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder