Wikipedia

Arama sonuçları

30 Mayıs 2019 Perşembe

Muhteşem Jean Rhys ve Dörtlü

Dörtlü
                                                                                      
                                               1930 yıllarında Paris'de geçiyor hikaye. Konu Marya ve kısa zamanda tanışıp evlendiği Stephan'ın Paris'de sürdürdükleri bohem yaşantısı yani; sorunları sorun yapmayan günü birlik yaşayan ikilinin tek düze günleri. Tabii ki bu Stephan'ın tutuklanıp bir senelik hüküm giymesine kadar olan kısım ve Marya'nın ondan sonraki dönemde yaşamında verdiği mücadele.

Yalnız ve ekonomik olarak sıfırı tüketmiş olan Marya, fırsat düşkünü riyakar ama  aydın geçinen bazı ahbaplarının ısrarla yardım tekliflerine içgüdüsünün bütün itirazlarına rağmen  hapishaneki eşinin de ısrarıyla kabul ederek onlarla birlikte yaşamaya başlar. 

Tabii ki burada neler olup bittiğini anlatacak değilim. Sadece Marya'nın yaşantısındaki çaresizliği, alkole olan tutkusunun ondaki özgür iradeyi ne kadar esnettiği, kişiliğinin artık girdaplarda kaybolmasını damla damla hüzünle ve buruk bir tadla okurken yazarın kendi öz yaşamına da çok benzer olduğunu bilerek bir kere daha Jean Rhys'e karşı içim sempati ve yakınlık anlayışla dolmasına neden oluyor. 

Jean Rhys ''Dörtlü'' de Marya'nın bulanık gölde zerafetle yüzen güzel kuğunun dışardan ihtişamlı gerçekte ise tam bir karabasan olan yaşantısını dile getirmiş. Buruk bir hikaye ama acıma duygun ayaklansa da  bu arada kızgınlık öfke ve anlayışıda birlikte sunan melodram bu hikayeside yine yazarı bir defa daha size yaklaştırıyor.
Sıra dışı yazarımızın varoluşçuluğa kadar uzanan düşüncelerinde biraz romantizm tutku ve bireysel başkaldırının tükenen gücüyle alabildiğine hüzünle yoğrularak yazılmış bu eseride yine kendinden bir parçayı bize taşımış. 
 
Yazarın yalnızlığı yine burda sızıyor her sözünde. Jean Rhys en beğendiğim yazarlardan hemde bende bu kadar çelişkili duygular uyandırmasına rağmen. Sanırım onu beğenmemin nedeni daha çok onu anlayabilmemize fırsat vermesi oldukça sade ve olduğu gibi yazdığı için düşündüklerini.

Not: 1981 de James İvory tarafından beyaz perdeye uygulanmış hikaye 
                                              
                                                                    







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder