Wikipedia

Arama sonuçları

6 Eylül 2021 Pazartesi

Tim Parks Bilgeliğinde Edebiyat Dünyasına Bir Bakış!

                 

                         Ben Buradan Okuyorum!

Yazarın daha önce okuduğum romanından pek o kadar zevk almadığımı söyleyim herşeyden önce.Belki de buna neden fazla beklentiyle okumaya başlamış olmam. ''Kader'' adlı eserini okurken kitapla okuduğum hayranlık dolu satırları hatırlayarak okurken devamlı beklenti içindeydim ; bu harika yazarın harika eserinin edebiyat harikası satırlarını aradım durdum .
Neyse uzun lafın kısası fena değildi ama abartılacak fazla bir şey yok en azından benim düşüncem bu şekilde. 

Şimdi okumuş olduğum ''Ben Buradan Okuyorum'' inceleme deneme eleştiri yazıları ise oldukça iyiydi gerçekten. Mutlaka okunulması gerekir diyeceğim bir kitap.          

Evet ; şimdi neler anlatıyor ona gelelim. Neden yazıyoruz ve neden yazıyorlar dan yola çıkarak hem kendisine hem de diğer yazarlara genel bir soruyla başlamış eserine. Ben bir okur olarak sadece diyeceğim iyiki yazıyorlar, iyiki edebiyat var desturuyla hareket ederek yaşayan biri olduğum için pek kafamı takmıyorum yazarların bu tip sorularına.

"Kimse ölümsüzlük taklidinden vaz geçemez " de­miş  Emil Cioran. "Ölüm mutlak son olarak kabul     edildiğinden beri herkes yazıyor!" 

Yani burda amaç ölümsüzlük mü yada arkanda bir şeyler bırakmak , anılmak arzusu mu? Bunu pek bilemeyeceğim ama bence sebeplerden en önemlisi bilhassa  eski yazarları düşünerek diyeceğim tek şey; yetenek ve paylaşma arzusu olabilir.Tabii bunun yanında bir artı olarak da ekonomik kazanç. Geçmiş zaman yazarlarının pek o kadar da para peşinden koşmadıklarını sanıyorum yada ünlü olmak falan. Onlar yaratırken aldıkları doyum ve okurlarından aldıkları övgü ile zaten almak istediklerini alıyorlardı. 

Parks demiş ki ''Edebiyat ölüyor mu diye endişelenmemize gerek yok aslında. Hiç bu kadar çok edebiyat olmamıştı. Ama belki artık musibete bir sağlık uyarısı eklemenin zamanı gelmiştir. ''

Okumayla ilgili çok düşünüp çok yazmış olan Schopenhauer " Hayat kötü kitaplara harcanamayacak            kadar kısadır,'' demiş ve son derece doğru buluyorum .

Hemen aklıma gelen bir durumu burda paylaşmak istiyorum.Genelde tv falan hobim yoktur zaten evde tv da yok, eğer bir şey izlemek istersem pc den izliyorum internet yoluyla. Şu son günlerde trt2 de ki ''Edebiyat  Söyleşileri'' altında bir proğramı izlemeye başladım mutlaka ki siyasi iktidarın havarilerinin daha çok yer aldığı bir proğram olmasına rağmen arada güzel sohbetler oluyor kaçırmamak gerek. Sadece türk edebiyatı değil dünya edebiyatını da arada sıkıştırmışlar en azından. Neden burada bunu bahsettim derseniz     oldukça basit   açıklaması orda da neden okuyoruz neler okumamız gerek nasıl yazılmalı kimler nasıl yazıyor çeviri kitaplar nasıl olmalı gibi bir çok konuya eğilmiş sayın Parks'ın yazdığı gibi.

    Yazarımız en azından bazı konularda oldukça dürüstçe yazmış. Bende o konuda aynı düşünüyorum ; diyor ki eğer okuduğunuz kitaptan haz almadıysanız size bir şey ifade etmiyorsa hiç zorlamayın bırakın okumayı! haklı bence baktım ki hiç benlik bir kitap değil bıraktığım kitaplar olmuştur bazılarını başka bir zamanda tekrar elime aldım okudum bazılarını ise elime bile almak istemedim. Kitap okurken kendimizi cezalandırmak değil o kitapla ödüllendirmeliyiz. Mesela şu son zamanlarda okuduğum Macar yazarlarından Szabo'nun kitapları beni o kadar sardı ki hala o hazzı hatırlıyor ve duyumsuyorum. Tabii bunun gibi bir çok kitap vardır .                                          

Parks demiş ki: ''Romanlara verdiğimiz tepki, büyük öl­çüde içinde yetiştiğimiz, kendimize içinde bir konum bulup bir kim­lik oluşturmak durumunda kaldığımız sistem ya da diyalog la il­gili olabilir.'' 

Yazar kendi okuma hayatını ailesini gençlik ve çocukluğuyla birlikte ele alarak güzel açıklamalar yapmış.

Hepimizin kendi hikayeleri vardır mutlaka buna benzer yada benzemez. 

Yazılanlardan bazılarını kendi düşüncelerimin eşliğinde aktarmaya çalıştım ama kitabı okumanız daha doğru olur bir çok bakımdan benimsesiniz yada benimsemeseniz ordaki anlatılanları en azından sizi ne düşünmeniz konusunda yönlendiriyor.

Burada yazmadan duramayacağım bir diğer nokta da her birimizin ayrı bir anlayışı algısı var okuduklarımızla ilgili en fazla farkı da ben kuşaklar arasında ki algılamalarda fark ediyorum. Çağımızın algı kapıları sonuna kadar açık ama algılanmalar da (çok fazla seçenek olduğundan sanırım) genç kuşakta bir fakirleşme var duygusal anlamda bunun nedeni makinalaşmanın getirdiği etkilenmenin sonucu diyebiliriz belki de ! Yanlış anlaşılmasın eski kuşakla yeni kuşak arasından iyi yada kötü ayrımı değil bu ; sadece zamanın getirdiği kaçınılmaz sonuç. 

Önemli olan herkes alabileceğini alıyor en azından. Hepinize iyi okumalar!



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder