Wikipedia

Arama sonuçları

13 Ekim 2020 Salı

Özgürlük


 

                                         Jonathan Franzen
Franzen'e okumaya ''Özgürlük''le başladım. Ve her zaman ki gibi biraz şüpheci olarak gerçekten dedikleri, anlattıkları kadar iyimi  derken bir de bakmışım sürükleyip almış gitmiş beni saatler geçiyor elimden bırakamıyorum kitabı.
Bu kadar ilginç ne olabilir ki derseniz eserin yalınlığı ve gerçekçi yaklaşımı hayatı olduğu gibi bütün çıplağıyla anlatırken kullandığı içtenlik herşeyi geniş bir çerçeve içinde anlatırken hiç sıkıcı değil gereksiz bıktırıcı detaylar yerine  bir çok şeyin yerine oturduğunu görüyor ve memnunlukla devam ediyorsunuz okumaya. Bir kaç jenerasyonu da yer yer anlatmasına rağmen aralarındaki bağı iyi korumuş. Kitabın tanıtım yazısında özgür birey olma çabalarına değinmiş bence aslında    anlatıdaki ;verilen yaşam mücadelesi, yani hikayenin temeli bu olmasına rağmen bireylerin başarısızlıklarının ve başarılarının temeli olarak aile sorumlu alınmış ama bu ne kadarı doğru her zaman bunu bilemeyiz. İhanet tutku gibi sözlerse kitabın içeriğini ne kadar belirliyor bilemeyeceğim açıkcası. Hele o ihanetin aptalca durumu bir türlü açıklanamayan kimliği yani şunu demek istiyorum eğer bilinmiyorsa sorun yok ne zaman ortaya çıkarsa sorun oluyor bana aptalca gelsede gerçek bu ne yazık ki.
Sevgili Patty ve Walter'in hikayesi  Ve onların çocuklukları ebeveyn ve onların hikayeleri biraz daha kısa olarak hikayede yer alsada önemli bir yer alan Labitha . Richard sa 
orda etkileyici bir kimlik ;etkileyen ama berlirleyici bir etkisi yok bence nihayetinde herkesin kendi özgür kararları oluyor sonunda . Aileler anneler babalar mükemmel olmayan çocuklar ve mükemmel olmayan ebeveynler .
Newyork ve banliyö yerleşikleri vs. 

Tek düze bir durum yok oldukça geniş ve anlamlı ve bütün çıplaklığıyla anlatılan yada kurgulanan eser de doğa çevrecilik , siyasi durum politik görüşlerin arkasında ki gerçekler sex, uyuşturucu aşk sevgi bağlılık anlam ve anlamsızlık, aile ilişkileri beklentiler deki anlamsızlıklıklar ve var olmanın dayanılmaz ağırlığını taşıyan gençlik sorunları.  Bağlantılar çok gerçekçi aslında. Devamlı eleştirilen anneler babalar ve bir bakıyorsunuz aslında o çocukların bir zaman sonra aynı  o kızdıkları ebeveynlerin hatalarına benzer hataları yapmışlar. Tabii burda yazdığım kadar soyut olmuyor anlatım içinde insanı olduğu görüp kahramanlarımızı her yönleriyle sevebiliyoruz, benimsiyoruz. 
Kitabı okurken yer yer gülümseten yer yer ben olsaydım ne yapardım dedirten bir anlatım içinde oluyorsunuz bu da eseri daha güzel kılıyor bence. 
Ayrıca zamanın siyasi durumunu anlatırken elini arı kovanına sokmaktan pek kaçınmamış yazar hatta İsrail Filistin sorunlarına bakış açısı 11 eylüle daha bir nötr bakış açısıyla yaklaşmış bu da yazarı daha sevmeme yol açtı açıkcası.
Üç yetişkin çocuk annesi olarak burda ki yaşananları anlamak hiç zor gelmedi açıkça. Çünkü genelde hep kendi tecrübelerimizden yola çıkarak çocuklarımızı koruma fikrine öyle bağlıyızdır ki çocuklarımızın  bir başka birey bizler olmadığını göremeyiz. Evet etkili bir anlatım yer yer beni rahatlattı demesem olmaz açıkcası. İşte bu  diyerek yazarla aynı görüşü paylaştığım da biraz da olsa kasıldım açıkcası;)
Yok öyle dizi tipi bir anlatım değil uslu bir amerikan yazarının mümkün olduğu kadar uçuk sıra dışı anlatıma kaçmamaya dikkat etsede yine de bazen kaymış ve eseri daha sevimli uçuk kaçık bir hale getirmiş olmasıyla daha severek okuyabildim. Diğer eserlerini yakın bir zamanda okuyacağım.

''Labitha  derki Walter'e
- doğayı tam olarak anladığımı da san­ mıyorum. Senin anladığın şekilde değil. Bana daha ziyade şiddet dolu bir şeymiş gibi görünüyor. Bebek serçeleri yiyen o karga, o sinekçiller, yumurtaları yiyen o rakun, her şeyi öldüren o doğanlar. İnsanlar do­ ğanın huzur dolu oluşundan söz ediyor ama bana sanki huzurun tam zıddıymış gibi geliyor. Sürekli öldürme. İnsanlardan da beter.""Bence' dedi Walter, "fark, kuşların sadece yemek zorunda ol­ dukları için öldürmelerinden doğuyor. Bunu öfkeyle yapmıyorlar, se­ bepsiz yere de yapmıyorlar. Nörotik değil. Bana göre, doğayı huzurlu kılan bu. Canlılar yaşar ya da yaşamaz, ama hepsi gücenmeyle, nev-rozla ve ideolojiyle zehirlenmiş değil. '' 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder