Wikipedia

Arama sonuçları

12 Kasım 2022 Cumartesi

Travmatik Yazar Julian Barnes Ve Eserleri

   Julian Barnes ve Eserlerindeki Karanlık Dehlizlerinde Kayboluş!!!  

  Dün gece geç saatlere kadar okuduğum eseri ''Bir Son Duygusu''  bende tamamen yazara karşı (nerdeyse) bir antipati oluşturmasa da epey kafamı yormama , uykumu kaçırmama sebep oldu.Peki neydi bu eserde bu kadar travmatik olan. 

Aslında konu pek o kadar alışılmışın dışında değil. Sıradan hikaye denilebilecek bir hikayeyi öyle bir işliyorki yok artık yani ! dedirten cinsinden.

Konuyu birazcık açmaya çalışacağım. Tony Webster ve diğer iki İngiliz genci daha sonra aralarına aldıkları Adrian'la birlikte bir dörtlü olarak takılırlar ve liseyi birlikte bitirip aralarındaki ilişkiyi devam ettirmeye söz verip değişik bir yön çizip hayatlarına devam etselerde arada bir araya gelirler . Burada olan gençlerin aile yaşamlarına bağlı olarak bambaşka kişiliklerde olduklarını fark ediyoruz. Aslında en çok da Tony Webster sıkıcı, ailesinin kontrolünde ve onların terbiyesi ile koşullandırılmış, korkak özgüven yoksunluğu çeken bir genç. 

Neden bu kadar anlatıyorum çünkü bu genç üniversite yıllarında bir genç kızla kurduğu ilişki başlangıç ve bitişde dahil romanın bütün içeriğini kapsadığı gibi yaşlılık da da sorgulatan, sorgulayan bir çizgi izliyor. İlişki kurduğu kızı suçlu durumuna düşürmeye çalışmış bir nevi fakat o kadar geri zekalı bir davranışda ki kızın ona olan ilgisi yön değiştirip Adrian'a yöneldiğinde doğal olarak kıskanmasında ki onu tetikleyen dürtüyle Adrian'ın ona yazdığı  e-maili cevaplarken neler içerdiğini ancak  yıllar sonra o yaşlandığında okuyoruz. Ve anlıyoruz ki oldukça yaralanmış ve bu acıyla yazdıklarının o kadar korkunç olmamasına rağmen ortaya çıkardığı ve acaba bundan dolayımı mı dedirten durum bizi de şaşırtıyor. 40 yıl  sonra ilk defa kendisini sorguluyor fakat bunu yaparken hem kıza hem eski eşine hem kendine yaşattığı acılı sorgulama oldukça travmatik. Aslında okuduğunuzda göreceksiniz ki bu sadece olanların zaman aşımına uğraması, yada unutulması değil! Tony tekrar hatırlamaya zorlarken kendini, bir çok şeyi de kendini savunma  mekanizması içinde hatırlıyor ki!... ne zaman eski kız arkadaşı bir şekilde ona gerçekleri dolaylı yönden sunduğunda dahi suçluluğu kendine acıması şeklinde oluyor. Mutlaka 40 yıl sonra yanlışını  görmesi zaten  yaşananları, dramayı nasıl değiştirebilir. Değişik bir şekilde ele almış. Bu tip anlatılar beni çok üzüyor etkiliyor. Ama yazarın başarısını görmezden gelemiyorum tabiki.
Aslında bazı insanlar vardır  her şeyi her durumu kendileri ile ilişkilendirirler. Ve mutlaka o zavallı ben olayını yaşamak bir nevi zevk verir onlara. İşte bizim Tom Webster o zavallıcıklardan biri!




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder