Türk Edebiyatından Halikarnas Balıkçısının Gözüyle Yudum Yudum Nostalji
Halikarnas Balıkçısının hassas ruhundan ezgiler olarak tanımlayabileceğim ''Mavi Sürgün'' o kadar hoş bir anlatımla sunulmuş ki otobiyografik bir eser olduğundan ister istemez yazarın ailesi ile ilgili okuduğum diğer kitabı da burada kaynak olarak elden geçirdim faydalandım. Ve ayrıca Azra Erhat'la olan mektuplaşmalarını da aynı dönemde okuyarak biraz daha gerçekçi olmasını isteyerek kahramanların kendi ağızlarından anlatılanları paylaşmak bana daha doğru geldi.
Şimdi düşünüyorum da yazarın her hangi bir eserini neden okumadım bilemiyorum ama okumam gerekirdi diyeceğim bir yazar. Evet hani liste vardır ölmeden okunması gereken kitaplar falan ; işte tam bu listenin başında yer alınması gerekir bu kitabın.
Hepsini nasıl birleştireyim bilemedim ama en doğrusu kısa da olsa Cevat Şakir'den bilgilendirmek istedim.
Sayın Halikarnas Balıkçısı'nın 1890 da Girit'de doğduğu söyleniyor. Babası Şakir Paşa Osmanlı'nın köklü ailelerinden olup yurt dışında ve yurt içinde önemli görevlerde bulunmuş. Oldukça varlıklı bir aile olan Şakir Paşa ailesinin en büyük çocuğu olan Cevat Şakir amcasının adını almıştır.
Daha sonraları Bodrum'da sürgün olarak geçirdiği yılları anlattığı ''Mavi Sürgün'' anlatım tarzı belki biraz detaylı olsada yinede severek okuyabileceğiniz bir eserdir.
Yazarımızın çok yönlü olması sanata ve edebiyata verdiği katkıları dışında Anadolu'yu Türkiye'yi dünyaya tanıtım açısından da çok emeği vardır. Ayrıca botanik olarak doğanın verimliliğini güzelliğini bizzat emek vererek işleyerek doğaya olan büyük aşkını bir nevi ispat etmiştir.Bu arada unutmadan ekleyim anlatılarında oldukça açıklamalı yunan mitolojisinden alıntılar da vardır; oldukça zengin bir tarihi anlatımla iç içe olmanın zevkini tadını alıyoruz.
Yazardan bir kaç söz;
''İnsana böylece, olduğu gibi durmak özgürlüğünü veren iki şey vardır: Biri ıssızlık, öteki de gerçek arkadaş .''
''Hayat bir yerde değil, insanda olur yaşamak , gönlüde dünyayı da aşar taşarcasına hayatla doldurmak demektir''
Burada bir diğer düşüncemi eklemeden yapamayacağım yazarımızın oldukça fazla milliyetçi duygularla yazdığı gözümden kaçmadı belki o zamanlar bu duyguların olması gerekiyordu ama çağımızda pek çok düşünceyi daha çok bütün dünya olarak değerlendiriyoruz kıyaslama yapmak bize yakışmaz gerçi şu andaki Bodrum'u yada İstanbul'u görse ne derdi bilemem bir arap ülkesi haline gelmiş Türkiye için neler yazabilirdi bunu hiç bir zaman bilemeyeceğiz.
Cok Guzel!
YanıtlaSilÇok teşekkürler
SilMerhaba, Şakirpaşa Ailesi'yle ilgili tüm kitapları okudum sanıyordum ama Mavi Sürgün'ü okumamışım, hemen alacağım. Blogunuzu yeni keşfettim, takipteyim, sevgiler :)
YanıtlaSilmerhaba evet oldukça ilginç bir aileymiş gerçekten. Beğenmenize sevindim bloğumu. İyi günler.
Sil