Lev Nikolayeviç Tolstoy
Wikipedia
9 Ocak 2024 Salı
Ölümden Sonra Dirilme yada Diriliş!
10 Ocak 2023 Salı
Adanmış Toprak Ve Sevebilmek!
André Maurois Diğer İsmiyle Emile Salomon Wilhelm Herzog
Yazardan daha önce okuduğum eseri ''İklimler''i okuyalı nerdeyse bir asır olacak. Kitabın beni etkilediğini ve yazarı sevdirdiğini bilmeme rağmen unutttuğum çok şey olduğunu anlayınca tekrar okumak zaman kaybı değil bilhassa benim kazancım olur diyerek tekrar başladım ve ''Adanmış Toprak'' la birlikte bir değerlendirme yapıyorum. Kitapları ve yazarı bir inceleme ile anlatıyorum. Adanmış Topraklar'ı ise yakın zamanlarda okudum.
6 Ocak 2023 Cuma
Peki Kimdi Sait Faik ? Eserleri Ve Yaşamı!
Türk Edebiyatının Mihenk Taşlarından
Sait Faik Abasıyanık'ı Tanımak!
Önce sesli olarak dinleme başladım ''Havada Bulut Yok'' u , ne yazık ki içinde geçen bazı betimlemeler yüzünden hemen kesinlikle okumamam gerekir diye acele bir önyargıyla karar verdiğimi düşündüren Goodreads deki arkadaş çevremdeki okurların verdiği artı değerlerin yüksekliğine bakarak , yazarımızı değerlendirirken acele etmemem gerekir diyerek baştan başladım Sait Faik ve eserlerine gereken değer verilmeli daha yakından tanımalıydım.
Yazarımızla ilgili internette ,edebiyat ve sanat dünyasındaki inceleme araştırmaları okurken gerçekten çok şaşırdım. Derinlemesine gidebilecek çok malzeme olduğunu fark ederek sevindim.
Türk edebiyatında Sait Faik'den etkilenen oldukça fazla yazar varmış.
Sait Faik 1906 da Adapazarı'nda doğmuş ve 47 yaşında Burgaz adasında aramızdan ayrılmıştır.
Ailesi oldukça varlıklı ve seviyelidir. Hem içine kapanık hemde edebiyatta öykülerde yeni modern bir bakış açısıyla çığır açan Sait Faik'in kendini kabul ettirmesi daha kolay olmuştur diğer yazarlara göre diye düşündüm.
Maddi her türlü desteği ailesinden almasına rağmen, diğer yandan; annesinin yazarın üzerindeki baskısı ,kontrolü (ne yazık ki bir çok annelerin uyguladığı adına da sevgi dediği! ) yazarı daha da ruhsal olarak hayata karşı güçsüzleştirmiştir.
Tabiki oğluna çok sevgi verdiği gerçeğini de bir tarafa atamayız amma bazen bu sevginin dozları onun hayatını kontrol altına almak kadar arttığında ( bu gibi durumu hatırlarsanız Nietzsche'nin ailesinin de yaptığı gibi) Sait Faik'in içinde yaşadığı aile bağları zindanını görmemek imkansız.
Yazmak onun için bir nevi kaçış yaşama tutkusu ve nedenidir.
Sait Faik'in cinsel tercihi bilhassa o zamanki (ve halen) türk toplumunda büyük sorun yaratır hele böyle dominant anne ! artık yazarın yaşadıklarını siz düşünün. Bazılarına göre yazarın ilgisi genç çocuk yaşta erkek çocuklarına olan özel ilgisinden bahsetsede (Satre içinde aynı şeyler denmişti) bunun ne kadar gerçek yada iftira olduğunu kim bilebilir, bana göre biraz da karalama ve kıskançlıktan çıkma gibi.
Yazarın kendisine olan hayranlığım daha çok samimi ve gerçekçi bir üslupla yazmış olması kendini olduğu gibi kabul etmesi ve bunu yazılarında öykü ve romanlarında göstermesi büyük cesaret ister. Ben yazara ''melankolik bir nihilist '' derdim kafamda. Mina Urgan'da bazı şeyler yazmış ne varki Urgan gibi dev ego sahiplerinin genel davranışları; yani eski eşine nasıl adaletsiz davrandıysa aynı davranışları her zaman sürdürmüştür bence.
Türkiye'ye bir daha geldiğimde mutlaka Burgaz Adasına bir ziyaret yapmayı düşünüyorum.
Şimdi eserlerine geçelim ; Mahalle Kahvesi ve Havada bulut Yok la başladım okumaya.
Tam anlamıyla bir ''memleketimden insan manzaraları '' Nazımın şiiri burada öyküye dönüşmüş işte ve harika olmuş.Gerçekten sadece Türkiye de değil dünya edebiyatında da yer bulabilecek bir öykücü Sait Faik. Her hikaye de kendine has bir durum var ve birbirinin tekrarı kesin değil.
Kayıp Aranıyor romanına ise bayıldım açıkça. İyi ki okudum diyeceğim eserlerden.
4 Ocak 2023 Çarşamba
Napoli Hikayelerinin Karanlık Anlatıcısı!
Elena Ferrante
1 Ocak 2023 Pazar
Karanlığın Solgun Beyaz İmgesel Dünyasında Muhteşem William Styron!
Genelde pek karanlık ruh hallerini anlatan kitaplara bakmayacak kadar ilerleyen yaşımda; doğal olarak biraz daha sakin , gerilimsiz, düşündüren amma çok üzmeyen kitapları okumayı tercih etmeme rağmen neden bu kitabı elime aldım derseniz; yazara olan hayranlığım bütün olumsuzlukları silip süpürdü açıkcası.Gerçi biraz uzun sürdü okumak istemem amma doğru zamanda doğru kitap diyerek başladım. İyiki de okumuşum.
Paris'e kazandığı ödülü almak giden Styron zaten ruhsal bir çöküntü içindedir. Ve burada yani Paris'te gittikçe artan bunalımlı halini anlatan eser karamsar gibi görünse de bende bu etkiyi bırakmadı nedense, ve kitabı okurken yazarın Camus ve Emil Ayar'la ilgili saptamaların da ki yazdıklarına hayran kaldım. Oldukça ayrıntılı ve benim kişisel görüşümle de örtüşen bir durumun olması yazara beni biraz daha yaklaştırdı açıkçası. Nelerdi bunlar aşağıda kısaca yazacağım amma önce eklemek istediğim bir şey var, genelde depresif kitapları okumayı bir kenara bırakırım amma bunu neden bırakmadım derseniz yazarın daha önce okumuş olduğum ayrıca beyaz perde de izlediğim olağanüstü güzel eseri "Sophie'nin Seçimi" yazarın bu eserini de mutlaka okumam gerektiğini gösterdi. Ve iyiki öyle yapmışım. Kitap oldukça ince olmasına rağmen dolu dolu her satırı altını çizerek düşünerek okunmalıdır derim.Yazarın bu ruhsal çöküntüsüńü ben daha çok , alkol yada hayatın gerçeklerin den kaçarken kullandığı yol ve yöntemde ki kolay yolları artık kullanmadığı dan. dolayısıyla ile gerçek yaşam onun gibi sanatçı gerçekçi insanlara artık o kadar kolay değildir. Böylesi bir durumda yanında ki sevgili dostu ve eşi Rosa'nın olması ise yazarın şanslı olduğu bir durumdur tabiki.
Varoluşçu düşüncenin yani yaşamı kabul etmek yada etmemek le ilgili bir çoğumuzun cevaplanmamış soruları olduğunu düşünüyorum. Bu eseri okuduğum dönemde yaşamanın varolmanın yükünü kaldıramayan bir yazar olan Virginia Woolf'un ilk eseri de elimdeydi, aynı zamanda okuduğum ve aynı ruhsal bunalımlı yazarların yarattığı eserler ve yazarlar beni meraka düşürdü. Gerçi Woolf'un durumu biraz daha değişik yani yazarın zaten şizofren olması yaşama dayanma noktası, incecik bir ipin üzerinde yürümeye çalışan biri gibi olması ancak yazdıkça hayatına bir anlam vermeye çalışan Woolf son derece çaresiz bir katlanma içindedir yaşama.
Noel tatili için İtalya'ya giderken hem uçakta hemde ordayken , yalnız kalabildiğim akşamlarım süresince Styron dünyamı aydınlattı hemde kitabın karanlık olmasını göz önüne alırsak ne müthiş bir eser okudum artık tahmin edebilirsiniz.
Burada anlatılan sadece Styron'nun bunalımları degil Emile Ayar olsun Camus olsun daha bir çok sanatçı ve düşünürlerin girdikleri derin girdaplardan çıkma çabalarını anlatırken bazılarının da yenilgisini öyle incelikle anlatıyor ki empati kurmamak mümkün değil.
Burada ne söylersem ne yazarsam eksik kalır. Okumanızı öngöreceğim kitaplardan...