Ben Buradan Okuyorum!
"Kimse ölümsüzlük taklidinden vaz geçemez " demiş Emil Cioran. "Ölüm mutlak son olarak kabul edildiğinden beri herkes yazıyor!"
Yani burda amaç ölümsüzlük mü yada arkanda bir şeyler bırakmak , anılmak arzusu mu? Bunu pek bilemeyeceğim ama bence sebeplerden en önemlisi bilhassa eski yazarları düşünerek diyeceğim tek şey; yetenek ve paylaşma arzusu olabilir.Tabii bunun yanında bir artı olarak da ekonomik kazanç. Geçmiş zaman yazarlarının pek o kadar da para peşinden koşmadıklarını sanıyorum yada ünlü olmak falan. Onlar yaratırken aldıkları doyum ve okurlarından aldıkları övgü ile zaten almak istediklerini alıyorlardı.
Parks demiş ki ''Edebiyat ölüyor mu diye endişelenmemize gerek yok aslında. Hiç bu kadar çok edebiyat olmamıştı. Ama belki artık musibete bir sağlık uyarısı eklemenin zamanı gelmiştir. ''
Okumayla ilgili çok düşünüp çok yazmış olan Schopenhauer " Hayat kötü kitaplara harcanamayacak kadar kısadır,'' demiş ve son derece doğru buluyorum .
Hemen aklıma gelen bir durumu burda paylaşmak istiyorum.Genelde tv falan hobim yoktur zaten evde tv da yok, eğer bir şey izlemek istersem pc den izliyorum internet yoluyla. Şu son günlerde trt2 de ki ''Edebiyat Söyleşileri'' altında bir proğramı izlemeye başladım mutlaka ki siyasi iktidarın havarilerinin daha çok yer aldığı bir proğram olmasına rağmen arada güzel sohbetler oluyor kaçırmamak gerek. Sadece türk edebiyatı değil dünya edebiyatını da arada sıkıştırmışlar en azından. Neden burada bunu bahsettim derseniz oldukça basit açıklaması orda da neden okuyoruz neler okumamız gerek nasıl yazılmalı kimler nasıl yazıyor çeviri kitaplar nasıl olmalı gibi bir çok konuya eğilmiş sayın Parks'ın yazdığı gibi.
Yazarımız en azından bazı konularda oldukça dürüstçe yazmış. Bende o konuda aynı düşünüyorum ; diyor ki eğer okuduğunuz kitaptan haz almadıysanız size bir şey ifade etmiyorsa hiç zorlamayın bırakın okumayı! haklı bence baktım ki hiç benlik bir kitap değil bıraktığım kitaplar olmuştur bazılarını başka bir zamanda tekrar elime aldım okudum bazılarını ise elime bile almak istemedim. Kitap okurken kendimizi cezalandırmak değil o kitapla ödüllendirmeliyiz. Mesela şu son zamanlarda okuduğum Macar yazarlarından Szabo'nun kitapları beni o kadar sardı ki hala o hazzı hatırlıyor ve duyumsuyorum. Tabii bunun gibi bir çok kitap vardır .
Parks demiş ki: ''Romanlara verdiğimiz tepki, büyük ölçüde içinde yetiştiğimiz, kendimize içinde bir konum bulup bir kimlik oluşturmak durumunda kaldığımız sistem ya da diyalog la ilgili olabilir.''
Yazar kendi okuma hayatını ailesini gençlik ve çocukluğuyla birlikte ele alarak güzel açıklamalar yapmış.
Hepimizin kendi hikayeleri vardır mutlaka buna benzer yada benzemez.
Yazılanlardan bazılarını kendi düşüncelerimin eşliğinde aktarmaya çalıştım ama kitabı okumanız daha doğru olur bir çok bakımdan benimsesiniz yada benimsemeseniz ordaki anlatılanları en azından sizi ne düşünmeniz konusunda yönlendiriyor.
Burada yazmadan duramayacağım bir diğer nokta da her birimizin ayrı bir anlayışı algısı var okuduklarımızla ilgili en fazla farkı da ben kuşaklar arasında ki algılamalarda fark ediyorum. Çağımızın algı kapıları sonuna kadar açık ama algılanmalar da (çok fazla seçenek olduğundan sanırım) genç kuşakta bir fakirleşme var duygusal anlamda bunun nedeni makinalaşmanın getirdiği etkilenmenin sonucu diyebiliriz belki de ! Yanlış anlaşılmasın eski kuşakla yeni kuşak arasından iyi yada kötü ayrımı değil bu ; sadece zamanın getirdiği kaçınılmaz sonuç.
Önemli olan herkes alabileceğini alıyor en azından. Hepinize iyi okumalar!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder