Göçmenler
Biraz yazarla ilgili kısa bir özgeçmiş anlatımı yapacağım.
Winfried Georg Sebald 1944-2001 arası yaşamış Alman yazar ve edebiyatçıdır. 57 yaşında öldüğünde Nobel edebiyat ödülüne adaylardan biriydi. 14 aralık 2001 de arabasında kalp krizi geçiren yazar ölümüyle edebiyat dünyasının kayıpları arasına katılması okurlarını çok üzdü.
Kendine özgü anlatımı yenilikçi düşünce tarzıyla edebiyat dünyasında hızla yükselen Sebald'ın eserlerini okuduğunuzda detayları sevmeyen biri dahi olsanız onun kendine has anlatımı ; paylaşımı sanki okuyucusuyla bir dialog içindeymiş gibisine anlatırken detaylar sizi hiç sıkmaz ve yazarla birlikte anlattığı yerlerde dolaşırsınız ve o anı yaşarsınız.
Göçmenler'deki 4 hikayenin öyle bir kurgusu varki her anlamda etkileyici ve merakla ne olacağını beklerken bir telaşa girmiyorsunuz bir dinginlik var her şeyden önce. Bana biraz ninemin , uzun kış günlerinde anlattığı masallar gibi , sıcak özlem dolu geldi...
Evet anlatılanlar da acı anıların izleri olsada insan bunu okurken o acıyı bile yabancı gelmiyor sana sanki bildiğin tanıdık bir şeyler var bu acılarda.
Her hikaye apayrı konularda olsada onları birleştiren şey kendi ülkelerinden çok uzakta başka ülkelerde kök salmaya çalışan nadide bitkiler gibi toprağa uymaya çalışırken geçen süreçteki anıların insanın kendinden neler alıp götürdüğü ve neler verdiğini, kendini bulmanın yenilemenin ızdıraplı sürecini okumak Sebald'in muhteşem anlatımıyla biraz melankoliye sürüklüyor okuyucuyu.Yazarın hayal gücünün eşsizliğini tarif edecek kelime bulmakta zorlanıyorum. Nasıl bir şey bu bilemeyeceğim ama eğer onu bu kadar erken kaybetmeseydik kim bilir daha nice güzel eserlerini okuyabilirdik. Kısa öykülerden oluşan bir eser olmasına rağmen kitabı okumamın bu kadar uzun sürmesi anlatının içeriğini biraz daha özümlemek istemem yüzünden.
Mutlaka okutun ve okuyun diyeceğim eserlerden.
Not:
Ayrıca yıllar boyu insanlar ya mecbur bırakıldıkları için yada başka sebeplerden köklerinin olduğu toprakları bırakıp başka yerlere başka kültürlerin olduğu topraklara ; yeniden kök salmak , yaşamak için göç etmişlerdir. Ya kendimiz yada bir yakınımız mutlaka göçmenler grubuna dahildir. Hatta bazılarımız kendi ülkelerinde bile bir nevi göçmen gibi yaşamaktadırlar. Dağılmışlık oraya buraya saçılmış olmak eskiden daha üzücü ve korkutucuydu ama şimdi bu duruma ''doğduğun değil doyduğun yer '' deyip işin içinden çıkılabiliniyor bir parça.
Yine de bence bir parça nostaljiyi hep yaşıyoruz her hangi bir ezgi yada bir koku bize köklerimizin esintisini getirdiğinde; içimizi çekip bir an suskun kalıyoruz....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder