Müthiş Bir Oyuncunun Olağanüstü Yaşamı : Geçmiş ve Gelecek
''İngiliz felsefesinin öteden beri bir sorunu vardı: Çelişkilere ışık tutamamak. İngiliz düşüncesini, bir iplik çilesi gibi bir boydan ötekine kateden bu gelenek, onu şarlatanlığa, kaypaklığa zorluyordu. Aynı şey benim için de geçerliydi. Soruların üst üste yığılmasına karşın, bir tekini bile yanıtlayamamış olmam beni öğrencilik yaşamına dönmeye zorladı. Kendi kendime, anladığın, bildiğin konulara geri dön, dedim. Politikayı politikacılara bırak!
Tennessee Williams'a, "Mutluluk nedir?" diye sorarlar. Şöyle yanıtlar: "Kayıtsızlık, sanırım."
Evet, o yaz hepimiz mutluyduk, kendimizin ve aldığımız keyfin dışında her şeye karşı kayıtsızdık. Bir sanatçı dünyadaki sorunlardan kaçarak mutlu olmayı seçtiği zaman, ötekilerin ödemesi gereken bir bedeldi bu. Amerikan Anayasası, "Yaşam, özgürlük ve mutluluğu aramak," der. Mutluluğu aramak, gerçektende soylu bir erek; Benjamin Franklin ile öteki kurucular bu ereği, o korkunç Yeni Ahit'in Britanyalı yöneticilerin pek işine gelen kurallarını yıkmak için öne sürmüş olmalılar. Ama yaşama hakkıyla özgürlük önce geliyor.
Tiyatro ile sinemanın dili öylesine farklı ki, bir tiyatro eserinin selüloide kaydedilmesi onu bir filme dönüştürmeye, öykünün bağımsız yaşamını vermeye yetmiyor''
Bu arada kitabı okurken bir kaç yerde işçi ve köylülerle ilgili acınacak bir tablo çizmiş bu görüşe kesinlikle katılmıyorum benim gözlemlerime göre kırsal yerlerde olsun kentsel emekçi yaşamlarında olsun o kadar da hüzünlü acınacak bir tablo yok paylaşarak konuşarak sevgiyi saygıyı bitirmeden üstelik en doğal ürünleri yiyorlar. Et yiyemediklerini yazıyor bir yerde et o kadar matah bir şey değil ki hele şimdiki zamanda et yemek bir nevi intihar ! Büyük şehir insanları bence daha bir zulum içindeler trafik gürültülü bir yaşam doğadan uzakta betonlaşmış bahçesiz yeşilin olmadığı bir alemde yaşıyorlar. Kesinlikle geçim dertleri ekonomik sorunları vardır emekçilerin ne var ki bireysel yaşamda takılı olmadıkları için bunu hep birlikte paylaşarak çözmeye çalışıyorlar. Geçim sıkıntısı olması insanı mutsuz yapmaz başka etkenler de var mutsuz olmak için.
O halde:
Okuduklarımı göre yani tamam Vanessa Redgrave'yi çok beğeniyorum oyuncu olarak ama bir çok görüşüne kesinlikle katılmıyorum. Biraz o meşhur ingiliz züppeliğini arada bir sergiliyor. Genelde aydın takımının yani bana göre zaten salon sosyalisti dediğim tipler var onlardan işte. Oldukça yoğun bir enerjisi var bu da harika bir şey hele bir sahne işçisi için tam bir vasıf. Bir çok filmini izledim hayranlığım sonsuz oyunculuğuna ama fıkır fıkır yerinde duramayan biri süper enerjik biri olduğunu hiç düşünmemiştim açıkcası. Kitapta sadece kendisi ile ilgili değil diğer tiyatro ve sinema oyuncuları ile de yaptığı anlatılarla oldukça popüler bilgi sahibi oldum . Mutlaka çok önemli değil ama önemsiz de değil hayran olduğunuz kişiler hakkında bir şeyler bilmekle sadece neleri paylaştığınızı görüyorsunuz. Ve en güzel yanı siyasetten ne kadar nefret ettiğimi tekrardan hatırlattı sağ olsun! Ve ayrıca kitapta bahsettiği bazı yazarları ve eserlerini okuma listeme aldım. Oldukça kültürlü kitap kurdu bir oyuncu.Gerçi biraz uzun olmuş ama okunur bir kitap.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder