Wikipedia

Arama sonuçları

24 Haziran 2020 Çarşamba

Yürümenin Felsefesi

Hem sesli kitap hemde e-kitap olarak cok rahat okumama ragmen biraz uzun sürdü çünkü bir çok defa dinledim ve hala arada dinliyorum. Yazarı belli ki  iyi bir araştırmacı bizlere sadece yürümenin felesefik yönünü değil aynı zamanda düşünürlerle ilgili oldukça ilginç bilgilerle donatılmış bir eser sunuyor . Sadece yürüme ile ilgili kitap deyip geçmeyin, dünya düşünürlerini, günümüzde ki ve geçmişteki  felesefe dalında uzmanlaşmış düşünürlerin yazarların filozofların yaşamlarından alıntılar yaparken  onların yaşamlarından bazı bölümleri buraya taşıyarak konuyla ilgili olarak anlatması oldukça ilgi çekici. Çok beğendim belkide biraz benim düşüncelerimi yansıttığı için sanırım. İlk defa okuduğumda bu da neyin nesi deyip bırakmama rağmen tekrar elime almam gerçekden çok iyi olmus. Etkileyici doğal olarak,günlük yürüme rituelimi değiştirdim mesela, skor tutarak yürürken şimdi sadece daha yavaş, geze geze yürüyorum ,zevk alarak özgurlük hissini tadarak doğanın tadına vararak. Tabii buradan ahkam kesmek kolay ;benimde göz ardı etmek istemediğim büyük şehirlerin ne yazık ki doğanın güzelliklerinden faydalanma temiz havayı soluma gibi bir lüx leri ne yazık ki yok. İstanbul'a son gittiğimde havayı solumamak icin çaba sarfediyordum:( Gelişmis olmak buysa keske gelişmemiş olunsaydı diyeceğim ama İsveç' de gelişmiş ülkelerden olmasına rağmen; yürüme alanları koşma bisiklet sürme gibi bir çok şeyin rahatlıkla yapılabileceği bir şehir planlaması yapmışlar. Yapacağımız tek şey sanırım mümkün olduğu kadar temiz yürüme alanları bulmak yada arada bir en azından hafta sonları bir kac saati buna ayırmak.


"Özgürlük bir lokma ekmek, bir yudum su, uçsuz bucaksız kırlardır o hâlde."

"Çalışmak sefalet ürettiği kadar servet üretir. Burada sefalet servetin zıttı değil, aksine eksiksiz tamamlayıcısıdır. Zengin, kendininkinden daha dolu olup olmadığını görmek için komşusunun tabağına göz dikerek tıkınır. Yoksulun payına da ziyafetin artıklarına tutunmak düşer. Hepsi aynı oyunu oynar, kazananlar ve kaybedenler vardır sadece."

"İnsanı canlandıran ya da etkileyen hiçbir şeyin olmadığı o ürpertici ormanlarda sabahın mavisinden akşamın turuncusuna kadar süren bu yürüyüş, hüznü dindirmez. O iyileştiren gücünden, enerjisinden eser yoktur. Hüznü yok etmez, dönüştürür. Çocukların bildiği ve kullandığı bir simyadır o; kederi sulandırıp onunla yıkanmak için kendinizi suya bırakır gibi yürürsünüz. Hüznünüzün açık havada uzaklara yelken açmasına izin verirsiniz; kendinizi bırakırsınız. Nerval’in yalnız gezgininin yeniden bulduğu hülyalı bir yürüyüştür bu, tıpkı sizi tırmanmaya zorlayan Nietzsche gibi, ancak onun zirvesinde kader değil, çocukluk düşleri vardır."

Çok beğendiğim yerlerden bir kac alıntı yaptım. kesinlikle tavsiye edecegim bir kitap.
 


Rimbaud'dan tutunda Nietzsche, Thoreau, Roussea, ve bir çok düşünürlerin yaşamlarından kısa alıntılarla anlatırken yaptıkları yürüyüşlerle nasıl bir eser ortaya çıkardıklarını anlatıyor. Onların yaşam tarzlarını bu kadar yakında izlemek gerçekten oldukça etkili.

Kesinlikle benimde yazarla düşüncem aynı yürümek konusunsa ; bende bir spor olarak değil bir yaşam tarzı bir eylem olarak görmekteyim. Ve insanın özgür hissetmesini sağlıyor ve daha yaratıcı olabiliyor kişi. Önceleri daha fazla yazmak istememe rağmen yazacaklarımın yetersiz kalacağını düşündüğümden biraz kısa geçiyorum mutlaka okuyun yada dinleyin diyorum.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder